19 Aralık 2011 Pazartesi

yine Korudağ

Tam 1 ay sonra... yine aynı yerde...
Yaprakların rengi biraz daha koyulaşmış.

Ağaçların diplerindeki yosunların yeşilleri de. öyle...

Yağmurlar başladığı ve nem miktarı arttığı için yer yer mantarlar çıkmış. Tamamen zehirli...

Her taraf yine alabildiğine yaprak.... Dallar epeyce bi çırılçıplak...

Ve yine o müthiş manzara...
Kar yağıncaya dek bu güzellik böyle sürer gider sanırım...



8 Aralık 2011 Perşembe

vintage radyo

Nasıl güzel bir kompozisyon. Bu güzellikte vintage radyonun payı büyük tabii. Bu radyoları gördükçe içim sürekli cız halinde... Ben çocukken bir kaç tane vardı evimizde... daha da güzelleri... Bi taneciği kalmış olsaydı bari... :(
Mutlu yaşamanın altın kurallarından biri "asla keşkeli cümle kurmayın" dese de... gel de şimdi "keşke" li bi cümle kurma! :(

Geçen gün Ayşen ablama, bir kaç yıldan bu yana eskilerden kalma hiç bişeyimi atamadığımı söyledim. O da bu durumun üstümde çoğalabileceğini gelecekte çok biriktirip hiç bir şey atamayabileceğimi vurgulayan, tanıdığı örneklerle süslü vahim bir tablo çizdi bana... Bilemiyorum! Ivır zıvırlar içinde yaşamayı, vintage larımla çoğalmayı seviyorum. Ne yapabilirim! :)


kaynak

6 Aralık 2011 Salı

bir tarçın kokusu daha... -aşure-

Pazar günü kocaman bir kek, pazartesi bir tencere aşure olunca evde tatlıya doyduk resmen... Neyse ki yeni işim sayesinde yeni arkadaşlar edindiğim için apartman komşularımın yanı sıra yaptıklarımı paylaşacağım daha fazla kişi var hayatımda, dolayısıyla "bu kadar çok şeyi ne yapacağım ben?" endişesi taşımıyorum artık.

Evet... bugün de -hem de akşam işten eve geç dönülen daracık bir vakitte- mis gibi tarçın kokulu nefis mi nefis bir aşure yapıldı.

Bu arada, bugün de dahil içinde bulunulan muharrem ayının güzellikleri salt aşure yapmak ve dağıtmaktan ibaret değil elbette. Bu bölüm her bireyin kendi hür iradesince ve inanç derecesince gerçekleştirip gerçekleştirmemesine kalmış özel bir durum. Bu yüzden bu bölüme girmek istemiyorum. Ancak kültürümüzde ve inancımızda var olan bu anlamlı günün bir kaselik aşure paylaşımı ile de olsa konu-komşu, eş-dost ile bizleri biraraya getiriyor olmasına şahsım adına sevinç duyduğumu söylemek isterim. Dünya -görüldüğü üzere- insanlığın gidişatı adına o kadar da masum değilken ve kötülük almış başını bu kadar rahat gidebiliyor iken bizlerin de es geçtiği ya da unuttuğu bişeyler olmalı... Tabii sebepler çok... Doğal olarak çok yalnızlaştık ve bencilleştik... Bu da beraberinde yaşamımızın merkezine kendimizi ve tabii ki yakınlarımızı (sevdiklerimizi) koymamızı gerektirdi. Ve hatta iyi niyetli girişimlerimizde öyle büyük tepkiler ve geri tepmeler gördük ki ister istemez duvarlarımız oldu birbirimize... kuşkulu bakışlarımız... ön yargılarımız... acımasız infazlarımız oldu... Gördük görmezden geldik... duyduk duymazdan geldik kimi zaman... istemedik ama yapmak zorunda kaldık! Ta ki kendimizi güvende hissedebileceğimiz ortamlar çıkıncaya dek karşımıza... Çünkü düşünmeden yapabileceğimiz her iyilik bize nankörlük ve hatta daha da büyük boyutta bir kötülük olarak geri dönebilirdi pek ala! Öyle ya, bazı taşlar yerine sağlam oturmuş... Her zaman iyilik yapmak asla mümkün değil! Zemini oluştukça yapılabiliyor ancak, yerine ulaşabildikçe yapılabiliyor. Aksı halde korkulur kimi insandan!... ve dahi karşılaşabileceklerimizden ve başımıza gelebileceklerden!...
O sebeple içinde insanlık adına iyi ve güzel şeyler barındıran ve manen beni huzura erdiren her rituel  kabulümdür benim. :)

Bu vesile ile; dilekleriniz kabul, aşure gününüz kutlu olsun!

İşte aşuremin tarifi;

Malzemeler:
İçi İçin:
1 su bardağı kuru fasulye (ayıklanmış, yıkanmış, sabahtan suya ıslatılıp bekletilmiş)
1 su bardağı nohut (ayıklanmış, yıkanmış, sabahtan suya ıslatılıp bekletilmiş)
1 su bardağı aşurelik buğday (ayıklanmış, yıkanmış, sabahtan suya ıslatılıp bekletilmiş)
3 su bardağı toz şeker
1 su bardağı ceviz içi ( iri iri ufalanmış)
1 su bardağı kuru kayısı (küçük parçalar halinde doğranmış)
1 su bardağı kuru incir (küçük parçalar halinde doğranmış)
2 mandalina ( dilimlere ayrılmış ve her bir dilim iki parçaya bölünmüş)
2 elma (minik küp halinde doğranmış)
1 çorba kaşığı susam (silme)
1 çay kaşığı karanfil
1 paket şekerli vanilin

Üzerini Süslemek İçin:
1 nar /tanelenmiş)
2 çay kaşığı tarçın
1/2 su bardağı fındık içi (robotta çekilmiş ya da ince ince kıyılmış)

Yapılışı: Nohutu, kuru fasulyeyi ve buğdayı ayrı kaplarda iyice yumuşayıncaya dek pişirin. Büyük bir derin kapta hepsini birleştirin ve 15-20 dakika kadar da hep birlikte kaynattıktan sonra, malzeme listesindeki  tüm malzemeleri sırayla katarak pişirmeye devam edin. Toz şekeri ve ceviz içini en son ekleyin. 10 dakika kadar daha kaynattıktan sonra altını kapatıp soğumaya bırakın.
Soğuduktan sonra kaselere pay edebilir ve üzerini nar taneleri, fındık parçaları ve tarçın ile süsleyebilirsiniz.
Afiyet olsun!

Dip not: Aşureniz pişerken suyu azalmış ise biraz daha sıcak su eklemeyi unutmayın.

4 Aralık 2011 Pazar

tarçın kokusuna devam... -kuru incirli, cevizli, tarçınlı kek-

20 yılı aşkın süredir yapıyorum bu keki. Hem içindeki kuru incir, ceviz ve nefis tarçın kokusu ile bizim için vazgeçilmez bir tat, hem de malzemelerinin basitliği, yapımının kolaylığı ile özellikle kalabalık misafir ağırlamalarında iyi bir kurtarıcı... Tek kalıptan 15-20 kadar dilim çıktığı gibi, iki kalıp kekle 35-40 kişilik bir grubu rahatlıkla ağırlayabilirsiniz... Dolayısıyla ana okulu, doğum günü partileri gibi kalabalık çocuk menülerinde hem besleyici, hem de doyurucu bir alternatif...
Bu pazarın tarçınlı keyfi de bu kez bu kek oldu.
İşte tarifi;

Kuru İncirli, Cevizli, Tarçınlı Kek
Malzemeler:
1 + 1/2 su bardağı sıcak su
3 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sapı ayıklanmış, yıkanmış, küçük küçük doğranmış kuru incir
1 su bardağı iri ufalanmış ceviz içi
3 çay kaşığı tarçın
1 paket şekerli vanilin
1 paket kabartma tozu
3 + 1/2 su bardağı un

Yapılışı: Kuru incir parçalarını çukur bir kaba alın ve üzerine sıcak suyu dökerek yumuşamaya bırakın. Bu arada ayrı bir yerde yağ, şeker ve yumurtayı mikserle iyice çırpın. Çırptığınız bu karışımı diğer kaptaki su ve kuru incirlerle birleştirin, üzerine kabartma tozunu, şekerli vanilini ve tarçını ekleyerek hepsini tahta kaşık ile karıştın. Son olarak ceviz içini ve unu da katıp koyu ama akışkan bir hamur elde edinceye kadar karıştırdıktan sonra, karışımı kek kalıbınıza dökün ve 175 C fırında 30 dk. kadar pişirin.

Kek biraz soğuduktan sonra kalıptan çıkarılıp servis yapılmaya hazırdır, afiyet olsun!




Şimdi de kokina (ateş dikeni) toplama ve kırlara gitme vakti... Herkese mutlu bir pazar ve sevgiler!