1 Temmuz 2012 Pazar

ıhlamurlar altında sitesi sahili -2012

Evlat gitti. Biz kocacıkla, Edi ile Büdü misali kaldık yine başbaşa...
Babamız ayrılık safhalarını kolay atlatıyor da, ben bu konularda hassas anne olarak bir kaç günü tepetaklak geçiriyorum. Boğazımda bir düğüm... Sanki bi şeyler eksik kalmış, bi şeylere sıra gelmemiş gibi... "ah şunu da yapsaydık", "ah bunu da yedirseydik" sızlanmaları ile dolup taşıyorum. Sonuçta tek çocuk olduğu için onun özgür bir birey olarak yaşamını sürdürmesini arzulayan ve bu konuda tam destek veren bizleriz. Hal böyle iken, benim bu sızlanışlarım tezat bir durum aslında... Ama olmuyor... beceremiyorum... Hem ağlayıp hem giden gelinler misali, hem ağlıyor hem yolluyorum her defasında...  Anne yüreği diyelim ve geçelim... :(

Ve yine.... her daim olduğu gibi... hayat bi şekilde devam ediyor... O şekli pembelere bezeyip anı kutumuza hoş kırpıntılar atmak için bugün yine deniz kenarındaydık . Geçen yıl şurada sözünü ettiğim Ihlamurlar Altında Sitesi'nin ismiyle anılan sessiz, sakin koydaydık yine.

Her görüşümde Monet'nin tablosunu anımsatan  saman yığınları geçen yıl olduğu gibi bu yılda aynı yerdeydi. Tablodaki yerimi doldurmakta gecikmedim.

Bu da koya gelmeden önce durup konakladığımız, henüz başakları biçilmemiş bir buğday tarlası... Saçlarımda ruzigar, içimde küçük bir farm kızı... :) Sevincimi siz tahmin edin.

Kıyının aynı noktasına konuşlandık yine....
Yere kazıklarla bağladığımız şemsiyemiz rüzgarla boğuşurken bir iki denize girdik. Baktık yerinden söküp uçurmayı başaramayan rüzgar, hırs yapmış,  şemsiyeyi evirip çevirip bir güzel dövmekte... topladık yerinden... ve kendimizi iyice bi sütleyip kızgın güneşin kollarına bıraktık... Şapkamın kenarları geniş de Allahtan yüzümü ve omuzlarımı mümkün olduğunca koruyabildim. Bi süre de havluya sarınıp oturmasaydım pancar gibi dönerdim bugün eve...

Sahile yakın... ve hatta uzak... hiç bir market, büfe vb. yok civarda. Olur da içizimiz kıyılırsa diyerek, taşınması kolay meyvelerle ve gelirken uğradığımız Kipa'dan alınan patatesli tepsi böreği ile de küçük bir "deniz kenarı pikniği" aktivitesi gerçekleştirdik.


Bugünün tüm aktiviteleri yüzmek, güneşlenmek ve piknik yapmaktan ibaret değildi tabii. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda oltamızı saldık denize....
Veeee..... uzun bir bekleyişten sonra bu şanssız ıspari yi yakaladık. 
Balıkların acı duyuları olmadığını hatırlatıp bu konuda iki kelam edip bu postu öyle kapatayım. 
Eminim çoğunuz biliyorsunuzdur...Bunu ben de biliyorum ama söz konusu balıkları temizlemek olunca bi türlü elimi süremiyorum. Ölü olduklarını bile bile kafalarını koparamıyorum.
Bu balığı da eşim aldı oltanın ucundan... Ah ve vahları öyle abartmış olmalıyım ki, anında denize atıverdi. Belki kurtulur, diyerek... 
Hem gözünü kırpmadan at oltayı denize.... yakalanınca da hayatını kurtarmaya çalış... Ve realist tarafın hayvanın acı duymadığından emin olsun... Ne garip çelişki!
Bir Pazar daha geçti... Ve çabucak geliveren yeni ayın ilk günü de...

Temmuz hepimiz için en güzel günleriyle gelsin! 
Mutlu bir hafta dileğimle... herkese sevgiler!



14 yorum:

  1. Allahım ne kadar temiz bir deniz, ve sanırım çok da sakin... HArikasınız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu denizden hiç bir gemi vesaire geçmiyor Swotpisces cım...kendi kendini temizleme özelliği de var zaten... evet çok temiz... çok da sakin...

      Sil
  2. öncelikle allah kavuştursun diyorum.ayrılıklar zordur hele evlatsa hüzünlendirir insanı.hayırlı ayrılıklar olsun,çok zevkle hazırlanmış bir piknik sofrası nefis resimler içimi açtın ruşyenacığım.sevgi ve mutluluk dolu günler senin ve ailenin olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ediyorum tatlı Serpil hanımcığım... aynı dileklerle...

      Sil
  3. Ruşyenacığım enfes manzaralar, Monet'in tabloasunda paha biçilmez yerin, enfes bir piknik keyfin, denizin kenarındaki o terlikler, her bir kare ayrı güzel görünüyor burdan bakınca, Allah daim etsin uzun yıllar boyunca inşallah:)) Kızın için Allah kavuştursun diyeceğim, hep böyle güzel ayrılıklarınız olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. amin fiammacım... cümlemize...
      çok teşekkürler.

      Sil
  4. Ruşenacım,allah sağılık,uzun ömür verdikten sonra ayırıklar yine katlanır oluyor,iki damla göz yaşı sonra devam,aklına geldikçe bir kenarda,bir köşede bir kaç göz yaşı,ama biliyorsun ki o hayatında,yine görüşeceksiniz .Biz daha 2 ay beraberiz,ara sıra gözlerim doluyor.Bu sene benim küçük kızım da kpss girecek,ama birinci dönemde yine bir kaç derse girecek(kantin ziyaretlerinden 2 dersten kalmış),ara atama varsa seçim yapacak(deli gibi çalıştığı için yüksen puan alacağından eminim ,ben anne olarak seviniyorum biraz daha yanımda olacak diye ,ya bu sene ikisi birlikte evden çıksalardı....hazır değilim,hala büyük kızın yokluğuna alışamadım...alışılmaz ki.
    Geçenlerde komşu kızın çeyizlerini almaya gelmişler,bir davullu,zurnalı curcina,kızın anası ağlıyor,kaynana olacak göbek atıyor:sakın dedim evlenir de çeyiz almaya böyle müzikli gelmeyecek damat bu eve ,ben ölsem bile bunu babanıza sakın yaşatmayın -dedim,ben bile ağladım o gün .......

    YanıtlaSil
  5. ne güzel özetlemişsin mazescim... ne iyi anlıyorum seni...
    Allah yollarını ve bahtlarını açık etsin... hep iyilerle karşılaştırsın...

    YanıtlaSil
  6. İşte ideal bir tatil günü ve güzel insanlar:)

    YanıtlaSil
  7. Ruşen hanımcığım Allah kavuştursun,desene yine eski düzene döndünüz ! Deniz ne kadar güzel görünüyor cup ! atlamak istedim şu an. Sana nazar değecek bak,benden söylemesi,maşallah şortunla ,oltanla çok tatlısın çook. Hele balığı düşünüp denize salmanız yok mu? Beni can evimden vurdunuz :) Çok öptüm seni arkadaşım,güzel geçsin haftan !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ediyor, ben de kocaman öpüyorum.

      Sil
  8. IHLAMURLAR ALTI HEMEN GİRİŞTE 2. EV YEĞENİMİN EVİ KAPIYI BİR TIKLATSAYDINIZ DERMİŞİM. OLTANLA HARİKA GÖRÜNÜYORSUN .MASA DESEN GEL BUYUR DİYOR AFİYET OLSUN KEYFİN BOL OLSUN CANIM

    YanıtlaSil