Tam da bu noktadan devam edeyim ben.... Ocaklı (Karaburgaz) Köyü'nü geçtikten sonra Ihlamurlar Tatil Sitesi levhasını takip ederek geliniyor bu koya... Tatil sitesinin öncesinde alabildiğine ayçiçek tarlaları var. Tabii şu anda böyle... Çünkü çiftçilerin ekim tercihine göre bu görüntü değişiyor her yıl... Tatil sitesini geçince meyve bahçeleri ile dolu büyük bir bahçe karşılıyor sizi... Yanında da geniş bir bostan... (Belli ki müteahhitler bu bahçe ve bostanın sahibini ikna edip siteyi denize daha yakın kuramamışlar. Ve yine belli ki bu arazilerin sahibi bu değerli topraklarını elinden çıkarmak istememiş. Teşekkürler o halde!) Bostandan sonra sahile yakın küçükçe bir buğday tarlası var. Samanlar biçilmiş çoktan, bir kaç saman balyası ve kesik gövdeler kalmış yalnızca... Burası bana Monet'nin saman yığını tablolarını anımsatıyor her defasında. :)
Koy tam da bu tarlanın önünden başlıyor ve sol ilerideki buruna dek uzanıyor. Ortalarda bir yerde meyve ağaçlarının bulunduğu bahçenin sınırını tayin ederek gelip denize karışan küçük bir dere var...
Şırılllll... şırıllll... şırııllll... şırılll... öyle tatlı ki sesi. .
Sahilin en büyük özelliği (hemen hemen diğer Saros sahillerinde olduğu gibi) kumluk değil, taşlık olması. İrili ufaklı renk renk taşlar.... Yine önemli bir özelliği de deniz kabuklarının hemen hemen hiç olmaması. (Bunun sebebi akıntı sirkülasyonu ile Saros'un kendi kendini temizleyebiliyor olması. Malum midye başta olmak üzere pek çok kabuklu canlı kirli sularda yaşıyor daha çok) Taşlar çok sivri olmamakla birlikte sahil yürüyüşlerinde ortama uygun ayakkabılar giyilirse, ciddi boyutta bir kesikle vb. karşılaşmak pek mümkün değil.
Ama deniz içindeki durum böyle değil... Dibin taşlık olmasının yanı sıra her taraf deniz kestanesi dolu.
Bu örneği denizden çıkardım. Bi tanecik dikeni batsa nasıl yakar ama! :(
Sahilden atlayıp yüzülemeyeceğine göre yürünülecek kısa mesafe için dahi en güvenli yol paletle yüzmek. Ben öyle yapıyorum. :)
Bu handikapların dışında mükemmel bir yer... yani yalnızca dalgaların ve martıların sesini duymak ve denizle iç içe olmak istiyorsanız... sükunet ve huzur arıyorsanız... hatta balık da tutmak istiyorsanız.... mükemmel gerçekten... :)
Herkese mutlu bir hafta dileğimle... sevgiler. :)
Akşam akşam nerelere götürdün bizi... Teşekkürler. Bu arada sizin de ayak işaret parmağınız baş parmaktan büyük, bu yunanistan da ve mitolojide tanrılar soyundan gelen demekmiş bilginize :)
YanıtlaSilSevgili Kiraz çekirdeği sevindim bu mite... :) bende bi tanrıçalık seziyordum zaten. :)) ama benimki bayağı bi uzun ya, rahatsızım aslında... kapalı ayakkabılar acıtıyor çoğunlukla... :(
YanıtlaSilyeğenimin evi var o sitede bayağı güzeldir sahili gelince balığa gideceğim oraya inşallah tutarım.sevgiler
YanıtlaSiliyi tatiller çok güzel görüntüler doğa bir harika...
YanıtlaSilHarika fotoğraflar
YanıtlaSiloh sefan olsun ne güzel yaaa...tam doğayla kucak kucağa sarmaş dolaş..:))
YanıtlaSilbayıldım ayol..:))
ne mutlu size ...
YanıtlaSilBlogunuzu çok beğendim. Cıvılcıvılsınız, içim açıldı. Sevgiler.
YanıtlaSil