11 Aralık 2020 Cuma

"Kış gibi" olmasa da kış geldi artık...

Bir yaz günü kızımın nişanını paylaşıp sonrasında uzak kalmıştım buradan... Çok da bir şey anlamadan baktım yaz geldiği gibi gitti... Daha da bir şey anlamadan sonbahar da öyle geldi  gitti. Kıştan da bir şey anlayacağımı sanmıyorum ya, henüz "kış gibi olmasa da o da geldi, dokuzda biri geçti bile. Bu arada en kayda değer, en güzel şey, biricik kızımın mürüvvetini görmek oldu. Koronanın pik yaptığı günlerde önce Eskişehir'e, sonra Ankara'ya gittik. Maskeli, insanlardan kaçmalı bir süreçti. Bazen yapamadık. Bir yerleri gezemedik, göremedik... Şükür ki sağlıkla döndük. En güzeli de çocuklarımızın mutluluğuna şahitlik ettik. Bir kızımız vardı, bir de oğlumuz var şimdi. 

Mutlulukları daim olsun, sevgileri-bağlılıkları bir ömür sürsün inşallah.


Korona süresince tuttuğum günlüğüme bakmasam 10 gündür evden çıkmadığımı farketmeyecektim bugün. Bu yıl çalışmadığım ve ev derslerimi de iptal ettiğim için saatten de takvimden de haberim olmuyor çoğu zaman. Böyle olunca pek de aşinası olmadığım, benim için fazlaca yeni olan bambaşka bir duygunun içindeyim. Her gün farklı bir şeyler yapmaya çalışsam da her gün sanki birbirinin aynısı gibi... Hani "Grandhoug Day" filminde, havadurumunu sunan adam gittiği kasabada her sabah aynı güne, 2 Şubat'a uyanıyor, başına aynı şeyler geliyor ya... Yaşadığım hissiyat buna benziyor, her sabah uyanıyorum ve korona hala bitmemiş, risk almamak için evden çıkmamalıyım. Çıkmıyorum ben de.😞 Kocacıkla tam bir ev kedisi olduk. Alışverişlerimizi toptan yapıyor, 10 - 12 gün evden hiç çıkmıyoruz. 1 Aralıktaki toptan alışverişimizden sonra sebzelerimiz-meyvelerimiz bitince bugün yine mecburiyetten çıktık. 

Çoğunluk yazıyorum zaten... Yazmak istediğim daha çok şey varken, bazen oturup kuyumcu titizliğiyle her bir sözün üstünde düşünüyor, daha nesnel daha imgeli-metaforlu anlatımını arıyor, tasarlıyorum. Yazı yazmak el le yapılan bir şey ama müthiş bir beyin işçiliği... Yaptığım işin hakkını vermeye çabalıyorum.


Ne kadar çok yazdığımı masamın pc tarafının çökmekte olduğundan anlayabilirsiniz. 😄 Bir de, havalar soğuduğundan beri bu köşeyi mesken tuttum. Başka yerlerde yazamıyorum.😊

Yine de çok şanslıyım. "Word"ün sağladığı teknolojik imkanlarla her hatayı düzetlmek, silip silip yeniden yazmak, bozup yeniden kurmak çok kolay. Eskiden insanlar sayfalarca kalemle taslak yazar, bir de o sayfaları tek tek daktilo ederlerdi. Her yanlışta hatalı dosya kağıdını çıkarıp yeni bir dosya kağıdı takarak silbaştan yeniden başlarlardı. Önlerinde saygıyla eğiliyorum.


Yazıyor olmanın dışında da bol bol okuyorum. 


Yazın bu kadar değildi. Arada kaçıp kaçıp "Candy Crush Soda Saga" oynuyordum. Baktım oyun beni artık elegeçirmeye başladı. 600e kadar geldim. Pcmden sildim. 😀


Dolayısıyla yazdan beri örgü örmüyorum. Duvarın şu bölümünü kuşevleri ile doldurmak, geçen yıl yaptığım bu kuş evine yeni arkadaşlar yapmak istiyorum. İş icraate geçirmeye gelince sürekli erteliyorum. 😎


Yazdan beri (içli köfteyi saymazsak) hiç hamur işi de yapmadım. Yapınca sık sık yemek zorunda kaldığımız için bir süredir, yapmamamı telkin eden irademi dinliyor, yapmıyorum. İki kez Meydani Pastanesi'nden sevdiğim kurabiyelerden aldım. Birinde sonbahar renkleri içinde rüya gibi bir piknik yaptık. Mekan bana gizemli bir şatonun uçsuz bucaksız bahçesi, kurduğum piknik masası da ziyafet sofrası gibi geldi o gün. 😊 Ödül gibi kurabiyelerimle hayatımın en güzel pikniklerinden birini yaşadım. 😊


Güllerimin yanındaki makaronlarımsa fotoğraflarımın konu mankeni... Fotoğraflarını çekip çekip kutusuna koyuyor, çekmeceye kaldırıyorum. :) Şeker hamurlu kurabiyeleri ve renkli makaronları almayı çok seviyorum ama hayatımda henüz hiç makaron ve şeker hamurlu kurabiye yemedim. 😊 Oysa tatlı çok severim. Klasik kurabiyelere, mereng türü, içiboş türü şeylere bayılırım... Ama renksiz, doğal şeylere...😊 Makaronlar gibi 4 ya da 5 yıllık şeker hamurlu kurabiyelerim de var. Onlar da her yılbaşı kutularından çıkıp bir kaç fotoğrafa modellik yapıyor, sonra yine saklanıyorlar. Hayret! Bu makaronlar da, o kurabiyeler de hiç bozulmuyor, küflenmiyorlar! 

Terasımdaki gül ağaçlarım yaz-kış güllerini eksik etmiyor, bu kış da gözümü, gönlümü şenliyorlar.


Havaların soğuması ile birlikte güneşin açısı iyice eğildi. Böyle olunca oturma odamın ve bir üstündeki yatak odamın pencerelerinden görünen günbatımları yazın gördüklerimden bambaşka. Terasa çıkamasam da pencereden gün batımlarını seyretmeden bitirmiyorum günü... Her defasında renkler, görüntü başka başka ve çok güzel.


Gündüzleri de yaz gibi durağan ve yalın değil gökyüzü... Başımı çevirip pencereden her bakışımda başka başka gökyüzleri görüyorum. Bu da eve tıkılı tekdüze günlerde çok hoşuma giden bişey.


Uzaktaki rüzgar türbinleri şimdi daha bir aceleci. Yapraklar döküldü, doğa uykuya çekildi, dinlenme zamanı ama işi olanlar harıl harıl çalışıyor.


Artık erken kararıyor hava. Bazen ağacımın ışıklarını yakıp slow müzikler açıyorum. Renkleri, ışıkları, cıvıltıyı çok sevsem de bu kadarcık bile bana yetiyor. 


Sonra zaten mutlaka bir meşguliyetin içinde oluyorum bir şekilde. Gün bitiyor, sonra yeni bir gün başlıyor...


.

Not: Yorumlar klasörümde birbirinden değerli yorumlarınız bekliyormuş, tıklayıp kontrol etmek hiç aklıma gelmemişti. Şimdi gördüm. Çok teşekkür ederim hepsi için ayrı ayrı. 

11 yorum:

  1. Kızına mutluluklar dilerim. Duvardaki evlerine hayran oldum.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler özlemcim...

    YanıtlaSil
  3. Bu zor dönem de nikah gibi önemli olayı da sağlıkla atlattınız çok
    sevindim. Allah huzurla, sağlıkla geçen uzun bir evlilik hayatı versin,
    ikisi bir yastık da kocasın inşallah..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, inşallah... Çok teşekkürler Buketcim...

      Sil
  4. çok güzel fotoğraflar meğine sağlık. yazma eylemi her daim saygı duyulacak bir iş. emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  5. evlatcığının da mutlu günlerini görmek nasip etsin eşine ve sana koronasız günlerde torun sevinci yaşa inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, inşallah... Çok teşekkürler Zeynepcim.

      Sil
  6. Kızınıza mutluluklar diliyorum... Bu dönem aslında yazmak, çizmek, okumak için ideal...Ve güzelim sonbahar...çok severim...Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  7. Ruşencim ömür boyu mutluluklar dilerim. Dönem zor bir dönem neyes ki sizde atlatmışsınız. Fotoğraf kareleri yine seyirlik ve huzur dolu...

    YanıtlaSil