27 Eylül 2015 Pazar

özet...

Acısıyla tatlısıyla bu bayram da bitti.
Evlat 4 güncük izinle gelmişti, çabucak geçti, o da gitti. 
Biz Edi ile Büdü, kaldık yine başbaşa...

Buraya yazmak için zamanım olmamıştı... Bu yaz dükkanımı devrederek ticaret hayatımı sonlandırdım blogcum... 4 yıldır süre gelen aşırı yoğun, hep yorgun ve koşturmacalı yaşamım biraz yavaşlasın, sükut bulsun istedim. Para her şey değil! 

Zaten öğretmenlik yaşamım bilfiil devam edecek bu yıl da... Biri özel temel lise, diğeri özel dil okulu olmak üzere yine iki ayrı kurumdayım... Haftanın 6 günü (genellikle part-time) çalışıyor olacağım... En güzeli de kendime ayıracak zamanlarım olacak... 

Dükkanı devredip işi yeni sahiplerine bıraktığım gün, bendeki bocalamayı görseydin blogcum... Zaman benimdi, boştum... oraya buraya koşturup hemen dükkana geri dönmek gibi bir telaşım kalmamıştı... Çarşıyı şöyle baştan sona bir yürüyeyim istedim... Ama ayaklarım hala koşturmalı tempoda, aklım sanki kıyısından köşesinden yetiştirilmesi gerekenler varmış gibi birşeyleri çıkarıp çıkarıp hatırlatır modda idi. 

Bu 4 yıl içinde en çok da  çay bahçelerinde, pastanelerin dondurmacıların önlerinde oturup sokaklara yayılmış, yiyeceklerini aheste aheste yerken orayı burayı seyreden insanlara özenir olmuştum. Artık ben de onlardan biriydim ve istediğim kadar, istediğim yerde oturup zamanı öldürebilirdim!

Bir süre bakındım öylece.... Ah ancak olmak istediğim tüm yerlerdeki masalar, sandalyeler tamamen kapılmıştı. Önlerinden bir kaç kez gidip gelip geçtim, bir türlü boş bir masa bulamadım. Sonra deniz kıyısında boş bir banka attım kendimi.  

O eski, yoğun tempoda bile tefekküre fırsat bulmayı başarmış olan kalbim/aklım/ruhum, bu daha az tempolu yaşamımda, daha da nelerle karşılaştıracak, şaşırtacak ve neler kazandıracaktı bana... Hissediyordum... Parça parça yaşıyordum...
Şükrettim... 
En başta açgözlü, hırslı ve ihtiraslarına yenik bir kadın olmayışıma...

Deniz dalgalarını hafif hafif yolluyor, güneş uzaklardan göz kırpıyordu. Fonda bir kaç martı çığlığı kulağa ne de hoş geliyordu.
Sevindim...
Çok sevdiğim doğa ve ben...
Daha çok beraberdik artık!

Yaşamak dediğin en çok da neydi ki!?


16 Eylül 2015 Çarşamba

xxx

Bazı kalpler öyle dardı ki, ne yapsa ne etse yer bulamıyordu insan...
Ve merhamet eksik dağıtılmıştı kimi kalplere...
Sevginin yeşermesi ise hiç mümkün değildi... Öyle çoraktı o kalpler...


En çok da;
Anne demenin gerekliliğini yerine getirirken...
İsterdim...
O da anne olmanın gerekliliğini yerine getirsin, getirebilsindi... (hanesine uzaklardan gelen küçük kızın kimsesizliğine, yabancılığına ve yalnızlığına gerçekten anne olabilsindi!...)

Olmadı!

Bu dünyadan
Ve hayatımın 28 yılından
Bir Fatimiye Garduva geçti.

Ben onda kalan tüm haklarımı helal ediyorum büyüyen insan yanımla...

Allah da günahlarını af eylesin!




14 Eylül 2015 Pazartesi

şükür kavuşturana! :)

Evimin interneti bağlanalı yarım saat oldu ve ilk fırsatta bloguma koştum... :)

Ah önce blogcuğum için mi yazsam özlemimi, blog yazma eylemimin ta kendisi için mi, sayısını ve kim olduklarını sınırlı bildiğim (tanıdığım/tanımadığım tüm) blog takipçilerim için mi.... yılların alışkanlığı için mi ?.... Ya o alışkanlığın ruhumda yarattığı yoksunluğa mı değinsem... uzak günlerimdeki arayışlarıma, şunu blogumda paylaşabilseydim keşke, deyişlerime mi?....

Bitti...

Sonunda kendi pc mde kumanda panelimi açıp her zaman olduğu gibi özgür ve spontane, dökülürcesine, planlamadan, müsvetteler çıkarmadan, düşünmeden, tasarlamadan aktarabiliyorum kelimelerimi...

Meğer burası bir parçammış benim... Hele ki sosyal medya araçlarının hiç birine bağımlı olacak kadar bir yakınlık kuramamışken... Twitter'ı bir kaç saniye içinde, "burada olmamalıyım" diyerek
bir tıkla yok etmişken, facebook'un insanları çok yüzlü bir hale getirmesine bir türlü ısınamamışken, instagram ı bir oyun alanı olarak farketmiş iken... Blogum benim masum bir sığınağımmış meğer...

Neden mi yoktum?
Taşındığım bina yeni olduğu için iskan izni alınamamıştı...  Telefon ve internet bağlanamıyordu. Nihayet ikisi de bağlandı.

Şimdilik burada kesiyor, geniş bir zamanda kaldığım yerden devam etmeyi diliyorum...

Sesimi duyan herkese sevgiler... selamlar...