14 Ekim 2012 Pazar

fishing day

Yazdan kalma, nefis bir gündü bugün. İlla ki deniz kenarında geçirilmeliydi.
Yetinmedik... Kıyıdan denize uzanan kayaları tek tek aşıp en uç kayada konuşlandık. Çoktandır bir türlü fırsat bulup da yapamadığımız balık tutma aktivitemiz için pek uygun yerdi.
Sahil her zaman bu hobinin meraklıları ile doludur zaten. Ama bugün daha da bir dolu idi her yer... her kaya... her bir girinti... Buna rağmen güzeldi bulduğumuz yer.
Ve deniz.... bize sundukları... kocacık ve ben... yani o an yapmak ve yaşamak istediklerimiz... her şey ama her şey çok güzeldi.


Balıkçılar vardı, kayıklarına, teknelerine atlayıp denize koşmuş balıkçılar...

Balıkçıllar vardı, kah dalıp balık yakalayan, kah kanatlarını kocaman açıp güneşte kurutmaya çalışan... ürkek, korkak balıkçıllar...

Mekanın daimi martılarıyla iyi arkadaştılar.

Akşama daha çok vardı ve gün bizimdi...
Doya doya, tadını çıkara çıkara seyrettim... denize özel ne varsa.

Kocacık bıkmadan usanmadan kayalardaki yosunların yuttuğu tavuk etlerini minicik kesmeye ve boşalan olta iğnelerine takmaya devam ediyordu. Lakin bi tanecik izmarit çıkmıyordu denizden...

Biliyorum olta balıkçılığı sabır işi... Bu sabrı kendim pek güçlü hissedemiyor olsam da hissedebilen kişiye de saygı göstermeliydim. Bir ara kızçemi arayıp henüz bi tanecik dahi balık tutamamış olmamızı tiye almasına fırsat yaratmış olsam da ciddiyeti tamamen kaybetmemeye özen gösterdim. Sessizliğimi korumak için "Yeni yalan Zamanlar"ın içine düşmüşlüğüm dahi oldu. :)

Nitekim kocacık izmarit takımını çıkarmış, her bir oltanın ucunda parlak simli ipliklerin bulunduğu istavrit takımını kamışa takmış... ve hemen o dakika yakaladığı ilk istavritle fotoğraf makinemin kadrajına girmeye hazırlanmıştı bile...

Cömertti deniz... İstavritten yana...
Bir bir verdikten sonra kesenin ağzını açmış ikişer ikişer... hatta dörder, beşer ve altışar vermeye de başlamıştı. Kocacığın keyfine diyecek yoktu.

Bu keyiften ben de nasiplenmek istedim.
Denizden balık değil, neşe ve mutluluk çekiyordum sanki!
 Şu an bu satırları yazarken dahi hala aynı his...

Mutluluk aslında her daim elimizde... bakıp da gördüğümüzde! 
Gösterip de fark ettirene şükürler olsun!




6 yorum:

  1. Biz de her hafta sonu gidiyoruz balığa. İstavrit tutuyoruz genelde. Deniz bazen çok cömert bazen çok cimri :) Sabır işi ama yanında sevdiklerin olunca herşeyde olduğu gibi çok zevkli :)

    YanıtlaSil
  2. Istanbulda çok güzeldi bugün Ruşyenacığım lakin öyle kalabalıktı ki sahil adım adım ilerleyebildik, hava yazdan kalma, herkes cıvıl cıvıl sokakta sakin bir köşe aradı gözüm iyi ki resimlerin var. EE tabii balık keyfi de yapıldı:)) Ben de sabırlı değilimdir ve büyük hayranlık duyarım bir oltanın ucundan geleceği sabırla bekleyenleri, sabırlı olsam da elleyemem balığı üstelik kıpraşırken:))

    YanıtlaSil
  3. amin inşallah, her zaman mutlu olun...

    YanıtlaSil
  4. Harika bir gün olmuş..Keyfiniz daim olsun. Güzel hava, deniz ve gülücüklerinizle daha nice mutluluklara!

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel anlatmışsınız yaşadıklarınızı ve hislerinizi. Mutlu biri olduğunuz belli. Dilerim ki ömür boyu hep mutlu olun.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Dostlar bu kadın yaşamayı biliyor, harbiden.

    YanıtlaSil