22 Nisan 2022 Cuma

the days in ramadan-2 / ramazanlı günler-2

 

Bukowski'nin de dediği gibi "bazı anlar hakkında yazmaya bile değer". Benim için ramazanlı günler de öyle... Ama istediğim sıklıkta yazamadım maalesef. Dün ne yapıp edip fotoğraf makinemi aldım ve günlük işlerimin arasına bir kaç "click" sıkıştırdım, gece sahura dek bir kaç fotoğrafı seçip editledim. Bu akşam da fırsat bulmuşken bir postla bloguma sabitleyeyim ve bu postumu da hazırlayınca pek bir mutlu olayım. :) Yalnız editlerken fark ettim ki fotoğrafını çekmeyi unuttuğum bir kaç şey daha olmuş. Belki bayramdan önce onlarla da bir post hazırlarım. Yani umarım...


Salonun hemen hemen her tarafı cıvıldayınca oturma odamızdaki cıvıltıyı tv ünitesi ile sınırlandırdım. Simli pembe kartondan flamamın ana parçalarını kestim. Üzerlerine çıktı aldığım çiçekli ve altın renkli harfleri yapıştırdım, altın renkli ince kurdelaya dizdim, hayalimdeki ramazan flamasını (bunting) yaptım. 


Televizyonun önünde boydan boya minik biblolarım, çerçevelerim vesaire vardı, hepsini kaldırdım ve yapay pembe çiçeklerle o boşluğu tamamen doldurdum, pembe kuşumu da ortasına koydum. İki kenarına yine simli kartondan yaptığım iki ayrı feneri konuşlandırdım. (Önceki postlarda paylaştığım karton fenerlerin içinde cam kavanoz ve cam bardak vardı. Bu fenerlerin içine altın renkli simli kartondan rulolar yaptım, onların üzerini eşit aralıklarla kestiğim simli pembe kartonla kapladım. Yapılışıyla ilgili videoyu şurada paylaşmıştım.) Aralardaki açık bölümlerde (raf mı demeliyim bilemedim) bulunan diğer biblo ve çerçeveleri de kaldırarak görüntüyü sadeleştirdim. Geniş olan boşluğa geçen yılın ramazanında salonumun orta sehpası için hazırlamış olduğum meyveliği koydum. Bu meyvelik çocukluğumun meyveliği, annemden ve çocukluğumdan hatıra... gümüştü ama ben onu bir kaç yıl önce beyaza boyamıştım, geçen ramazanda da kenarlarına altın renkle rötüş yapmış üzerine de ara ara altın sim serpiştirmiştim. Anılarımdaki nesneleri hayatımın içine katmayı seviyorum.

Fenerin desensiz camına da tıpkı pencere camlarında yaptığım gibi çıktı alıp silikonla yapıştırdım. Bu şekilde yapıştırmak cam yüzeylere hiç zarar vermiyor ve yapıştırılan şeyi yüzeyden ayırmak çok kolay oluyor.



Ramazan süslemelerimden üst katın minik antresi ve merdiven trabzanı da nasibini aldı.


Aslında trabzanı süslemek gibi bir niyetim yoktu. Ama evde eskilerden kalma kullanılabilirliği yüksek olup da atıl vaziyette duran süsleri görünce "bunları da trabzanda kullanayım bari" dedim. :) Ortaya böyle bir görüntü çıktı. Her akşam uyumak için yatak odamıza çıkarken bu cıvıltıyla karşılaşmak da sonra çok hoşumuza gitti. Önümüzdeki yıl sanırım cafcaflı bir şeyler düşüneceğim burası için. Sabah uyanıp merdivenlerden inerken toplara pıt pıt dokunup öyle iniyorum. O pıtlarla birlikte içime de neşe doluyor pıt pıt... :)

Beni yıllardır blog aleminden tanıyanlar biliyor, kartondan kuş evleri yapmaya bayılıyorum. Bu kez de ramazan sembollerinin başlıcalarından biri olan fener yapayım ve hatta biri de kuş evi gibi çatılı matılı bişey olsun istedim. Yerde duran büyük fenerin iskeletini, kantinden aldığım bisküvi kutusunun dış hatlarından kestim... İçinden çıkan parçalardan da soldaki yol yönergesi üzerindeki çatılı feneri (lambayı mı demeliydim?) yaptım. Dışlarını gümüş renkli simli kartonla kapladım. Gümüş dantel ve taşlı süs ile  kenarlarını süsledim. Simli kartondan eşit uzun parçalar keserek boşluklara çapraz şekilde yapıştırdım. Led mum ve led ışıkla aydınlattım. Yol yönergesinin ana gövdesi ise streç filmlerden arta kalan iki boş rulo... İkisini birbirine koli bantı ile yapıştırdım, üzerini simli kartonla kapladım. Yön işaretleri yine koli kartonları üzerine yeşil sim karton kaplama... Ahşap harfleri ucuzlukçudan almıştım, bronz renge boyadım... Ayak görevi gören bölüm ise kırılmış olan mumluğumun alt parçası... onu da gümüş renge boyadım, hayatın içine kattım. Her anlamda geri dönüşüm adına bence hoş bir üretim oldu. Çünkü çok sevdim.

Hayatımı ve yaşadığım alanları neşelendirmeyi seviyorum. Onlar neşelendikçe ben de neşeleniyorum. Kudüs halkı da İsrail'in onca zulmüne rağmen her ramazan yaşadıkları Eski Kudüs bölgesinin daracık sokaklarını ışıklandırıyor, süslüyor, bir nevi neşelendiriyor, kendileri de neşeleniyor. Bu onlar için hem hayata karşı yılmaz-küsmez bir duruş, hem de yaşadıkları onca zulme ve İsrail postalları altında geçen ömürlerine rağmen dünyaya karşı devrimci bir duruş. Sineye çekip kahroluncaya dek her şeye rağmen hayata da dünyaya da nanik yapabilen insanları seviyorum. Bu sebepledir ki, birileri "savaştan kaçan Suriyeliler Türkiye'de sefa sürüyor" dediğinde, aslında onların sefa sürmediğini, onları yıldırmaya çalışan dünyaya karşı meydan okuduklarını görüyorum ben. Sızlanıp ah vah edenleri zavallı bulurum, aslolan ne kadar göğüs gerebildiğindir hayata karşı ve onun seni değil, senin onu nasıl alt edebildiğin!... Hele de düşmanın insansa!..

Hadi bu postta da Filistinli müslümanların ışıldattığı Kudüs sokaklarına gidelim... (Fotoğraflar instagramdaki @aya.amiin hesabından... Daha fazlasını anasayfasında ve hikayelerinde bulabilirsiniz.)





İki post önce Singapur sokaklarındaki süslü ramazan taklarını paylaşmıştım. O günlerde bu ramazanın tak süslemesi henüz paylaşılmamıştı. Sonunda paylaşıldı ve en net ve çekim açısı en güzel olan fotoğrafları blogum için seçtim. Üç fotoğraf da instagramdan... İlki stanley_chee hesabından, ikinci ve üçüncü ise yine diğerlerini aldığım drjj55 hesabından...  Singapur'da Geylang Serai adında yiyecek üzerine büyük bir çarşı-pazar var. Bu civarda müslüman Malaylar çok yaşıyor ve  yetkililer her ramazan bu çarşıyı da, yakınındaki caddeleri de ışıklandırıp süslüyorlar. 

Bu tak da çarşının yanındaki ana caddeye kurulan en özel ramazan süsünü taşıyan tak. Bu gündüz görünüşü...

Bu da gece görünüşü... (İç taraftan çekilmiş.)

Bu ise bir üst geçit... Arkası yukarıdaki takın arkasında olduğu gibi süslemeli-ışıklı taklarla devam ediyor... 

Gitmediğimiz, görmediğimiz yerleri evimize getiren internete teşekkür ederek bu postu bitireyim artık. :) Hayat öyle ya da böyle geçip gidiyor, önemli olan onu nasıl yaşadığımız... Sağlık, huzur bizimle olsun yeter ki... Gerisi elde olanın değerini bilmek... 

Yeni bir postta görüşünceye dek herkese güzel günler, sevgiler...

15 yorum:

  1. Ne güzel süslemeler yapmışsınız. Hepsi harika görünüyor, emeğinize sağlık. :)
    Kudüs'teki süslemeler de çok güzel ve anlamlı. Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bu tatlı yorum için teşekkür ederim... :)

      Sil
  2. Çok güzel yapmışsınız, emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Eski blog arkadaşlarımdan ses duymak harika. :)

      Sil
  3. Kuş evlerini eski zamanlardan hatırlar gibiyim.Güzel süslemeler ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. üretmelerin çok neşelendiriyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neşe bulaşıcıdır. :)
      Ama panzehiri olmayanlar için... Sen de yokmuş...sevindim. :)

      Sil
  5. Beautiful decorations always lift the spirits up and make lovely memories of the festivities!

    YanıtlaSil
  6. Selamlar, sizin dediğiniz gibi takip eden blogların okuma listelerinde görünmüyormuş bloğum, yeniden eski blog adresime döndüm ben ☺️ çok teşekkür ederim. https://aytaccraftsveparmakbebekler.blogspot.com beklerim🌸

    YanıtlaSil