18 Mayıs 2015 Pazartesi

18 mayıs 2015

15.00 civarı evdeydim... Ancak neredeyse iki ayağım tek pabuçta bir gün yaşadım. Akşam kocacığın düğün organizasyonu vardı, aynı düğüne konuk olarak da davetliydik. Hazırlıklar... yetiştirilecekler... bitirilmesi gerekenler.... Derken...bir ara nasıl olduysa fırsat bulup soluğu kırlarda ve bir parça da Ihlamurlar Altında Sitesi'nin sahilinde alabildik.

Kısacık da olsa bu molalarda her şeyi unutuyorum neyse ki... Sanki hiç bir şey peşimden koşturmuyor, sanki ben bir şeylerin peşinden hiç koşturup durmuyormuşum gibi... sessiz, sakin, durağan bir an'ın içinde kaybolup gidiyorum.

Artık iyice eminim... ilaç niyetine... şifa niyetine... öyle iyi geliyor bu anlar bana...

Varken imkan... onlar oralarda, şuralarda, buralarda iken... Bitmeyen bir süreklilik halinde, hep bir şeyler için didinip düşünüyor olmanın alemi ne!

Koştum yine bugün de...

Allarını giymiş  buğday tarlaları çıktı karşıma...
Bir o yana bir bu yana salınan ipek tenli gelincikler karşıladı...
Selamlaştık... sarmalaştık... öpüşüp koklaştık...

Tam da o anda dakikalar uzadı, saatlere dönüştü... ruhum büyüdü de büyüdü.... genişledi içim.
Böyle anlarda prangalarını daha belirgin hissediyor insan...
-Ki hareket etmeyen kişi, zincirlerini (prangalarını) fark edemez", der ünlü bir söz...
Ne özlü... ne doğru!

Güzeldi kırlarda papatya toplamak... fırsat bulup masmavi bir kıyıda soluklanmak...

Baktığın yerde görmek istediğini bulmak ve dahi görmek istediğin şeyleri bakacağın yerlere bırakmak...



Güzeldi bu Pazar da olmak istediğim yerde olmak... Dolmak... donanmak... olmak... olunmak...

-İçimden her hissedişimde tekrar ettiğim üzre- Gösterip buluşturana şükür ile!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder