29 Eylül 2014 Pazartesi

Kilitbahir ve Çanakkale / eylül 2014


Gelibolu'da yaşıyor olmanın güzel yanları olduğu kadar zor tarafları da var...  Sağlık hizmetlerinin ve kuruluşlarının yetersizliği bunların en başında geliyor... Çarşısının küçücük olması itibariyle ihtiyaç duyulan şeylerin kolay kolay bulunamaması da ayrı bir problem... Hal böyle olunca  soluğu Çanakkale'de, Keşan'da ya da Tekirdağ'da alıyoruz.

Malum önümüz bayram... önümüz kış......... İhtiyaçlar var.
Gelibolu'da bulmak mümkün olmayınca...   bugünü Çanakkale'ye ayırdık.

Bir de boğazı aşıp karşı kıyıya geçmek var...
Her zaman olduğu gibi, feribota binme hakkımızı Kilitbahir'den yana kullandık...

Vardık Kilitbahir'e... Lakin feribotun hareketine daha yarım saat var.
Otomobilimizi park edip fotoğraf makinemizi alarak çıktık Kilitbahir keşfine...

Ana caddesinde yürüdük ilkin... Sevimli bir sokak köpeği dibimize kadar geldi... elimizi uzattık... sevdik... sevdik... Biz okşadıkça iyice sokuldu, başını yukarılara kaldırdı... yüzünde mutluluk emareleri... "hadi beni daha da sevin", "daha daha" der gibi... kuyruğu bir o yana bir bu yana...
Sevdiiiik... sevdiiik.

Kilitbahir, kanlı Çanakkale Savaşlarına tanıklık etmiş tarihi bir köy.
Günümüze dek gelebilmiş büyük bir kalesi ve tabyaları var. Ancak yürüme mesafesi için bulunduğumuz yerden oldukça uzaktalar...

Gezme, görme ve fotoğraf çekme sürecimizi köyün feribot iskelesi yakınlarında değerlendirdik.



Sonra beklenen feribot geldi... Karşı kıyıdan taşınan yolcular ve araçlar indikten sonra, yerlerine bu kıyıdan gidecek yolcular ve araçlar geçti.

Feribottan tüm kıyıyı, güzelim Kilitbahir kalesini ve denizin güzelliğini seyretmeye bayılıyorum her seferinde.
Rüzgar az, gökyüzü güneşli olunca bu keyif bir kez daha -büyük bir zevkle- gerçekleşti.


Bu kısacık deniz yolculuğunda en sevdiğim şeylerden biri de fotoğraf çekmek...

Hepi topu 10 dakikacık bir yolculuk bu....
Sonra ver elini Çanakkale kıyıları...

Ve Gestaş'ın devasa kapısından canım Çanakkale'ye kavuşma anı...

Bundan sonrası içe dolan huzurla büyüme genişleme halleri...
Bu kapı sanki darlıktan genişliğe, mahrumiyetten bolluğa, köylülükten medeniyete açılan büyülü bir giriş kapısı...  Her şehrin olduğu gibi Çanakkale'nin de olumlu, olumsuz tarafları var. Ancak Gelibolu'da çok şeyi eksik, çok şeyden mahrum yaşayan insan için Çanakkale bir kurtuluş, bir kavuşmadır... çoğu zaman.

Alışveriş için dahi gitmiş olsanız...  tarihi, doğal ve turistik güzelliklere denk gelmeniz mümkündür.




Biz bir de öyle tatlı bir şeye denk geldik ki.... Alıp koynumuza sokasımız... Gelibolu'ya, evimize götürüp evlat edinesimiz geldi... :)

Keşke yaşam koşullarımız uygun olsaydı,.. Duru, dingin, aheste bir hayatımız olsaydı... Ona yeterli sevgi ve ilgiyi verebilecek kadar eviyle yakın, eviyle içiçe kimseler olabilseydik.

Ben fotoğraf çekerken banka oturan kocacığın yanına gelip sokuldu. Tıpkı Kilitbahir'deki köpekcik gibi... Biliyoruz artık onu; "hadi beni sev" modu...

Kocacık onu sevdi, okşadı.... sevdi, okşadı.....


Bir süre sonra uyudu.

Ne güzel şey sevgi!
Anahtarı... insan gibi insan olmanın!

Geçenlerde iş yerimden çıkmış bankaya koşturuyorken, önümde bir adam da yürüyordu hızlı hızlı... Derken bir sokak köpeği belirdi... adama doğru sokuldu... Adam durup hayvanın böğrüne böğrüne okkalı bir kaç tekme savurdu... Ağzımda canhıraş sözcükler.... Köpekcik çoktan uzaklaştı... İnsan görünümlü hayvan adımlarını daha da sıklaştırdı.

Sonra o gün  birileri bana -yine- yaşadığım toprakların medeniliğinden! dem vurdu... Medeniyet insanların sere serpe dolaşmasndan, kadınların geceleri dışarıya tek başına çıkmasından ibaretmiş gibi!...

Hey eşrefi mahlukat!
Medeniyet insanın ne giyiminde ne kuşamında...
Medeniyet insanın içinde... niyet ve amelinde!

Dürüstlüğünde... içi dışı birliğinde...
Olgunluğunda... hoş görüsünde...
Yardımseverliğinde... iyilikseverliğinde...
Güler yüzlülüğünde... hoş sohbetinde...
Kibarlığında... nezaketinde...
Saygısında... sevgisinde...
Merhametinde... iyi niyetinde...
Kadir-kıymet bilirliğinde... gördüğü iyiliği unutmama erdeminde...




Ne kadar serbest, ne kadar rahat, ne kadar açık seçiksiniz değil..... ne kadar insansınız bana ondan haber verin!

Yoksa kaçar mı insan bu kadar yalnızlığına?!


8 yorum:

  1. Allah can sağlığı versin hepimize..Çanakkale çok güzel insan değişik duygularda oluyor orada
    bende en son nisan gibi gitmiştim şehitliğe :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. amin.... çanakkale sersemletir, insanı bi kendine getirir... iyidir...

      Sil
  2. Son cümleler yazıya da noktayı koymuş aslında.
    Farklı şeyler yazacaktım yazının baş kısımlarıyla ilgili, vazgeçtim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sahi yazı sonlara doğru bambaşka yerlere gitti...
      ama öyle zaman oluyor ki; bi patlasam kuş gibi hafifleyeceğim sanki...

      Sil
  3. ne güzel geziniyorduk gelibolu, çanakkele derken. kediciğe gelince yüzümde gülümseme belirmişti ki, birden yine insanlığını unutan insanlar, yazıyı başka taraflara doğru sürüklemeyi başarmış maalesef. son yazılanlar herşeyin özeti ruşyena'cım. keşke böyle şeyler yazdırmak zorunda bırakmasalar.
    bu arada instagramda göremedim uzun zamandır, çok merak ettim. yazdım, yanıt gelmedi. gerçekten çok endişelenmiştim ki bloga bakmak geldi aklıma. yeni bir yazı görünce çok şükür dedim, mutlu oldum, seni gördüğüme sevindim.
    sevgiler kucak dolusu...

    YanıtlaSil
  4. hayatım gibi akışına gelişti bu yazı da... :) sürekli bir dolum dünyasında yaşarken taşmak istiyor bazen insan... :)
    bi ara blogumda bahsedeyim diyordum ama konu oraya gelemedi bir türlü... mevcut işimin yanı sıra bir dersanede öğretmenliğe başladım... kendime ayırabildiğim bir erken sabahlarım vardı... instagrama harcadığım kısmına pek yer kalmadı... artık örmeye de zaman bulamıyorum... böyle olunca instagramı bir süre askıya aldım...
    aradığın, sorduğun, güzel dileklerini ve sevgilerini bıraktığın için çok teşekkür ederim...
    tatlı kalpli nagehancım... sevgiyle öperim...

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel gezip gördüklerinizi fotoğraflamışsınız.. Dolu dolu bir paylaşım olmuş..Oğlum Gökçeada'da okuduğu için onu yazdırmaya giderken Oraları biraz gezdik..Şehitliğe uğradık ama Çanakkale tarafına geçip gezmedik. Az da olsa fotoğraflarınızda yolculuk yaptık. Kısmet olursa bir gün gezmek istiyorum.. İnsanlığa gelince maalesef etrafımızda insanlıktan nasibini almamış o kadar kişi var ki..Aynı durumla bir gün ben de karşılaştım..Tepkimi gösterdiğimde de köpeğe terbiye verdiğini söyleyip geçti gitti ama çok sinirlenmiştim..
    Ben de paylaşımlarınızı İnstagramda göremeyince meraklanmıştım neyse blogtaki paylaşımınızı görünce sevindim kötü bir şey olmadığına.. Sevgiyle kalın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buram buram tarih ve doğa kokan topraklar... gezgin ruhuma iyi geliyor her fırsatta kaçmak... :)
      keşfettikçe bağlanıyor insan... Kaz dağları taraflarını da tavsiye ederim...

      insanlar her yerde ikiye ayrılıyor aslında iyiler ve kötüler.... ama sanki artık ben iyilere daha az rast geliyorum. :(
      bu saptamada yalnız olmadığıma sevindim....

      çok çok sevgiler...

      Sil