8 Haziran 2013 Cumartesi

lüks üzerine...

"Güzel yaşamak" nedir diye sorana, çok rahatlıkla "geçmişine güzel şeyler biriktirmek" diyebilirim... tecrübelerimden yola çıkarak... Üstüne düşününce de varılan sonuç böyle olsa gerek.

Güzel ise...
Baktığımız... bakıp gördüğümüz... bakıp görmek istediğimiz...bizi keyiflendiren / mutlu eden sahneler, enstantaneler, anlar bir bakıma...

2 haziran Pazar kahvaltımızdan bu güzel kareler... Şimdi geçmişte kalan "güzel" bir an...


Balkon masam içindi aslında bu yeşilli ciciler... Şakır şakır yağmurla aylardır, belki de bir yıldır kahvaltı amaçlı hiç kullanmadığımız salon masamıza kısmet oldu ilk... Salonda, özenli bir masada, bir yerlere yetişme telaşı olmadan, uzuuun uzuuun kahvaltı yapmak ne büyük lüks(müş)!


Bu farkındalık ile hayatımdaki gizil lüksleri sorgular oldum bugünlerde... Çok örnek çıkardım...
Siz de yapın... eminim çok şey bulacaksınız...


Kilo ile domates, biber, salatalık alabilmenin ve tazecik bulabilmenin, adaletsiz dünya düzeninde ne büyük bir lüks olduğunu hissettim... Sızma zeytinyağına yatırılmış...katıksız, doğadan, halis muhlis yeşil zeytinin.... çarşıda, pazarda... üç beş liraya kolayca bulunabildiğini... ve soframızda aslında hiç de lüks sayılmayacak bir çeşitle nasıl da büyük bir lüks olabildiğini...

Bügün ülkemizde süt içemeyen çocuk oranı %70.... Sebeplerin başlıcaları bilinç eksikliği ve ekonomik yetersizlik... Bir bardak sütün ve sızma zeytinyağının soframızda dilediğimiz zaman bulunuyor olması, salt ülkemiz değil, dünya düzeni içinde de ne büyük lüks!

Kıymalı börek...
Malzemesini bulmak... almak... yapabilmek... pişirebilmek... sağlıkla yiyebilmek... ne büyük lüks!

Dalından yeni koparılmış minik dağ çilekleri ile bir miktar kaymak ve labne peyniri karıştırıp yufka içinde fırınladıktan sonra, mis kokulu bir turta görünümüyle sofraya getirebilmek... ve yiyebilmek (sağlıkla ilgili hiç bir sorun olmadan) ne büyük lüks!


Sıcacık bir yuvada... gönlünce kurabildiğin bir sofrada.... ağzının tadıyla kahvaltı edebiliyor olabilmek!... 
Ne büyük lüks!


Lüks... bir evsiz için yumuşak bir yatak belki.... bir aç için bir tas sıcacık çorba... bir hayalperest için çalışılmadan kazanılası-parası yetmeden alınası; pahalı, görkemli bir şey... evinde huzuru kalmayan çaresiz bir eş ya da çocuk için kaçılıp kurtulunası bir sığınak... bir hasta için geçmişte kalan sağlıklı günler... 
Bel-ki.........

Oysa lüks... sahip olamadığın değil sahip olabildiklerin içinde arayıp bulduğun, değerini bildiğin... ve elinde zaten var olan...



12 yorum:

  1. Harika bir yayın olmuş ve çok doğru söylemişsin,Allah'a binlerce şükür ki bu lüksleri bize nasip etmiş.Fotoğraflar ayrıntılar çok güzel.Tabi sofran da öyle.Ellerine sağlık.Muhabbetle...

    YanıtlaSil
  2. offf ne şirin bir sofra, yazıya ise diyecek yok... :)

    YanıtlaSil
  3. Sıcacık ,ne güzel bir post..Allah hiç kimseyi gördüğünden geri koymasın,ülkemiz kadar her şeyin kolay ve tazecik bulunabildiği bir yer varmı,acaba??Masana bayıldım,her şey çok güzel..Keyfiniz bol olsun..sevgiler.www.nurlumutfakta.blogspot.com

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Ruşen hanımcığım ben diyecektim ki siz demişsiniz. Bu dünyada sağlıklı alınan her nefes lüks !!!
    Nur içinde yatsın babacığım astım hastasıydı zaman zaman soluk alamaz akşamdan sabaha ,sabahtan akşama bir koltukta oturur soluk alacağım diye acı çekerdi.
    Teyzem şeker hastasıydı bize pişirir yedirir kendisi tadına bile bakmazdı...
    İşte lüks budur,dilediğini yiyebilmek,özgürce soluk alabilmek!
    Mutlu hafta sonları arkadaşım!!!

    YanıtlaSil
  5. Bence senin en büyük lüksün, elindeki değerleri gören farkına varan gözlerin. Avucuna bakmayıp hep uzaklarda aranıp duran gözler var.

    YanıtlaSil
  6. güzel gören güzel düşünür
    güzel düşünen hayatından zevk alır..

    güzel düşüncelerin eksilmesin..

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel yazmışsın sevgili Ruşyena... Bize günlük rutin olarak gelen farkına varmadığımız küçük şeylerin hepsi büyük birer nimet... Geceden sabah sağlıkla erip kalkabilmek, çeşit çeşit yemeklerle donatılmış sofralara tüm aile sağlıkla oturabilmek, evimizi derleyip toplayacak gücü bulabilmek, işe gidebilmek, görebilmek, duyabilmek, yürüyebilmek, nefes alıp verebilmek... saymakla ve şükretmekle bitiremeyiz elimizde olan lüksleri...
    Sofrana özellikle de demlik kılıfına bayıldım. Allah ağzınızın tadını bozmasın inşallah... Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Ne çok lüksümüz varmış, ah kör zihinlerimiz!... elinize sağlık, şükrettirdiniz, gülümsettiniz :)

    YanıtlaSil
  9. Ruşen Hanım,
    Ne güzel bilinçli yaşayabilmek,kimbilir kaçımız bu bilinçle, güzelliklerle yaşıyoruz.. Elimizdeki güzelliklerin kıymetini bilmek bilinçli yaşamak bir yaşam şekli olmalıdır diye düşünüyorum.Bu güzellikleri bizlere şirin yeşil enerjili kahvaltı sofrasıyla negüzel yansıttınız.Çok teşekkürler.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel anlatmışsınız "lüks" kavramını, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  11. Beautiful!
    Such a great post.
    Regards :D

    elblogdelasfofuchas.blogspot.com.es

    YanıtlaSil
  12. Lüks içinde boğuluyormuşum da haberim yokmuş:) Canımsın arkadaşım, çok ince anlatmışsın, yüreğine sağlık. Nedense izlediklerimden bazılarını arada bir kaybediyorum. Senin blog da öyle olmuştu. Şimdi gidip yeniden kaydedeyim de sımsıcak yazılarını bir daha okuyabileyim:)

    YanıtlaSil