20 Nisan 2012 Cuma

20 nisan

Günler uzadı neyse ki... Havalar hala serin gitse de, hafta içi yaşadığım iş-ev / ev-iş rutinime renk geldi bi parça... Artık haftada en az 3-4 akşam, iş çıkışı 1 saat kadar yürüyüş yapıp öyle gidiyoruz eve..
Yani daha bi hayatın içindeyim böylelikle... Sahil boyunca yaza hazırlanan mekanları ve doğayı daha yakından keşfedebiliyor, dışarıdaki yaşamla daha bir içiçe olabiliyorum. 
Hamzakoy, iş öncesi günlerimde hemen hemen her gün yürüdüğümüz bir yer iken kış boyunca uzak kalmış olmak epeyce bir sıkmıştı doğrusu...
Çoban çantaları sarmış her yanı... koku da görüntü de çok hoş... Sahil boyunca uzanan betonarme doku içinde bulduğu boş bir alanda yaratmış olduğu hoşluğu görmek harika bir duygu... Öyle aman aman park ve bahçelerimiz yok zira... Doğa ananın sunmuş olduğu bu hesapsız bahçe bu eksiklikte büyük bir hazine...
Bir de yürüyüş boyunca spontane güzelliklerle karşılaşmak da var. Ahmet bey zıpkını ile levreklerini yakalamış evine doğru gidiyordu... İzni üzerine bir kaç kare alıp arşivime kattım.
İyi ki yarın balık günümüz... İyi ki balıkçılarda tazecik balık bulmak hep mümkün...
Olmazdı öyle bakıp bakıp gurkkk yapmak... :)


5 yorum:

  1. harika kareler bunlar.. benimde kendimi bir sahile atasım var.. tuzlu tuzlu bir nefes alasım var.. yarın ola hayrola..

    YanıtlaSil
  2. ruşena ,kıskandım,sahil kenarında yürümek....aaaaaahhhhh,inşallah yaza.....
    havalarda tam yürümelik.

    YanıtlaSil
  3. ruşena ,kıskandım,sahil kenarında yürümek....aaaaaahhhhh,inşallah yaza.....
    havalarda tam yürümelik.

    YanıtlaSil
  4. ruşena ,kıskandım,bu sahilde ben de her gün yürürüm ,hava da tam gezmelik.

    YanıtlaSil
  5. Ahmet bey ve levreklerine bayıldım valla:)Ne güzel hayat kareleri...

    YanıtlaSil