bugün çanakkale

Sabah uyandığımda gece epeyce bir yağmur yağmış, çiselemeye de devam ediyordu. Haftalardır ertelediğim Çanakkale çıkartmam için hiç tereddüt etmeden "gidiyorum bu kez" dedim ve yollara düştüm. Biliyordum... erteleseydim Cuma gününe denk getirebilmek için bir hafta daha bekleyecektim. Eğer yetiştirmem gereken siparişlerim var ise de, bilmem kaçıncı kezdir yaptığım gibi bir sonraki Cuma'yı bekleyecektim. Bugünkü siparişlerimi dünden tamamladığım için bugün en uygun gün diyerek havanın kötü gidişatını umursamadım ve soluğu Çanakkale'de aldım. Oh!!!
Bu halim akşam dönüş için feribota binmeden az önceki halim.

Onun öncesinde... illa "Cuma olsun" dememe sebep olan Cuma pazarını gezdim ilk iş... Pazar tıklım tıkıştı yine... Hoşuma giden her tezgahta mola verdim. Her pazarda olduğu gibi burada da köylü teyzelerin tezgahlarını iyice bir gözden geçirdim.

En dostla buluşuncaya dek Carrefour'u ve Tekzen'i altüst ettim. Ardından yol üstündeki giyim mağazalarına girdim bir bir. Çarşıyı boydan boya yarılamıştım ki en dost çıkageldi. Kervan mağazasına koştuk hemen oracıkta... Kuşlu ve güllü duck kumaşlar aldığım Kervan'a bu firmanın yeni çıkardığı matruşkalı kumaşlar gelmiş olabilir diye ümitlendim. Ama henüz gelmemişti ne yazık ki... Teessüflerimi ilettim. Antik ve modernite karışımı şu enstantane beni ölümsüzleştir diye fısıldıyordu kulağıma, dükkan sahibinden izin alıp isteğin(m)i yerine getirdim.

Sonrası en dostu bulunca lak lak ile geçti doğrusu... Çok yere girdik çıktık ama makinemi çıkarıp fotoğraf çekmek aklıma dahi gelmedi... Ta ki akşam olup da Kule Meydanı'ndaki Ateş Döner'de oturup lavaş arası tavuk döner yiyinceye kadar. Tabii bir önemli etken de oturunca ellerimizin boşalmış olması. :)

Yolunuz Çanakkale'ye düşerse, döner de seviyorsanız, buraya gelmenizi tavsiye ederim... Döneri  sacda pişirip kıtırlaştırdıkları, üzeri salça soslu  lavaş ekmeğin ya arasında servis ediyorlar, ya da yanında... her ikisi de nefis oluyor...

Güzel gündü... Gittiğime çok çok değdi.