16 Haziran 2020 Salı

popcorn garnnysquares / popcorn karelerim - bisküvili truff

İki yıl önce iki kırlentlik popcorn karelerimi örmüş, yoğunluktan birleştiremeden uyumaya terketmiştim. Uykuya terkedilen yalnızca onlar olmadığı için pek de aklıma gelmiyordu. Zaten bu sürede örgüyle de uzak düşmüştüm. Bir süredir -yavaş da olsa- yine örmeye başlayınca, hayat izole günlerle de buluşturunca evdeki ipler azalsın, yarımlar da bitsin istiyorum. Hem salıncağımın iki köşesi için planlamıştım bu projeyi, şu günler kullanım için tam da uygun günler. İki akşamda oturup karelerimi birleştirdim hemen. Üstüne monte edeceğim kumaşları dikip içlerini de doldurursam muhtemelen bir sonraki postumda bitmiş hallerini de paylaşırım.

Bu ara yalnızca örmüyorum, bir sürü şey de boyuyorum. Bir sonraki postta onlardan da olsun.

Yaz kendini iyiden iyiye hissettiriyor artık. Sabah erken saatlerde ve ikindiden sonra genellikle terastayım. Çiçeklerim ve minik tarlam hem gözümü hem gönlümü şenlendiriyor. Biberlerim kocaman oldu. İlk hasat yakındır... :)


Arada da aracımıza atlayıp kocacıkla doğaya, tenha koylara kaçıyoruz. Geçen gün yeni bir koy keşfettik. Kömür Limanı'ndan biraz daha küçük ama benzerliği çok fazla. Üstelik müdavimi, bileni çok daha az. Böyle olunca bu yaz için harika bir keşif oldu.

Kırlar yaz kostümlerini giydiler. Ekinler sapsarı... Başaklar koskocaman... Bazı çiftçiler biçmeye başlamışlar bile.

Biçilmeyen tarlalar fotoğrafseverler için harika fon... Yılanlardan korksam bile içine girip poz vermekten geri duramadım. (Bu yaz -çok seyrek gitmemize rağmen- şimdiden yollarda 4 adet yılan gördük. Her yaz boyu bir - iki tane ancak görürdük. İnsanlar dışarıdan çekilince doğanın diğer sahipleri kendilerini güvende hissediyor. )






Hamur işi ve tatlı konusunda uzunca bir ara verdikten sonra bugün bisküvili truff yaptım. Oldukça kolay ve pratik. Malzemesi de çok az.


Bisküvi yerine rondoda çekilmiş kek ile de yapılabilir. Ben evde kocacığın izole günlerde sahip olduğu stokçuluk alışkanlığından arta kalan malzemeleri değerlendirmek istediğim ve evde de paket paket bisküvi olduğu için bisküvi ile yaptım. Yulaflı bisküvi ve kedi dili bisküviyi bu tarife daha çok yakıştırdım, onları kullandım.

Normalde ceviz büyüklüğünde yapıp sayıyı çoğaltmak mümkün. Ama zaten biz bize olduğumuz için porsiyonu büyük olsun istedim. Dolayısıyla bu tariften büyük boylarda 11 adet truff çıktı. (Birini  çekim öncesi mideme çoktan indirmiştim. :) )

Bisküviyi rondoda çekip incecik yapmama rağmen ceviz içi o kadar ince olsun istemedim. İri iri ufaladım. Çünkü yerken ağıza ceviz tadının belirgin biçimde gelmesini seviyorum.

Truff'ları benmari usulü eritilmiş çikolataya batırmak da nefis oluyor ama zaten bu haliyle epey tatlı olduğu ve kakaodan ve toz şekerden dolayı çikolata tadında olduğu için ayrıyeten çikolata sosuna bulamak istemedim.

Aslında yenilen şeyin malzeme ölçüsünden çok, yenilmekte olduğu miktar önemli her zaman. Siz bu tarifin malzemelerini ve ölçülerini dilediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Ama.... Aman yerken ölçüyü kaybetmeyin!




Pieni Lintu - MakroTex challenge

Bu posttaki örgü motiflerim Frontier Dreams ve Purple Poncho bloglarında paylaşıldı.

8 Haziran 2020 Pazartesi

crochet pot hanger / tığişi saksı askım - mahlepli, tuzlu kurabiye

Kabak çiçeği gibi açılmak deyimi vardır. Bazı insanlar dozlarını ayarlayamadılar ve "yeni normali" kabak çiçeği gibi karşılamak için adeta yarış içine girdiler. Bir tür kendine ve çevresine bir şeyleri ispatlama çabası mı? Onanma, takdir edilme ihtiyacı mı? Bana bir şey olmaz cahil cesareti mi? Benden gerisi tufan vurdumduymazlığı mı? Belli ki var sebepleri!... Bilimkuruluna girmek için can atan psikologların, sosyologların bu süreçte seslerinin çıkmıyor oluşu çok ilginç. Demek ki kurulda olmak prestij kaygısından ibaretmiş. Bakın ben de kuruldayım demek içinmiş. Değilse gayet psikolojik ve sosyolojik bu toplum zararlısı durum için neden hiç seslerini duymuyoruz?

Kontrolü elden bırakmamaya devam. Hayatımda bu yüzden şimdilik pek de bir değişiklik yok. Örgü için ihtiyaç duyduğum zamanı bulabiliyorum. Evde istiflenmiş ipler de azalıyor bu sayede. Mutlu oluyorum. İki yumak makrame ipi buldum. Parlament mavisi ve gök mavisi renklerinde... Miktarın hayalimdeki makrame saksı askısını yapmaya yetmeyeceğini düşününce ilk denememi tığ işi ile yaptım. O kadar az ip gitti ki, bir yumaktan en az altı-yedi askı daha yapabilirim. Hem de çok çabuk oldu. Başladıktan sonra beş dakikada bitirdim.

Tığım 4.00 mm. idi.... 15 zinciri birleştirerek başladım. Sonra yine on beş zincir çekerek ilk boşluğu 6 batışta tamamladım. Sonrası kendiliğinden geliyor zaten... Kullanmak istediğim saksıyı arada ördüğüm şeyin içine oturtarak sap ve gövde uzunluğunu saksıma göre ayarladım.

Aralara boncuk katıp süsleyince, makrame kadar olmasa da gayet güzel oldu bence. (Fotoğrafları kolaya kaçıp iphone'un portre modu ile çektim, blurdaki tuhaflıklar ondan sebep.)

Yaz geldi artık. Dün kırlara çıkınca iyice anladım. Buğday başakları sararmış bile.

Kırlar sıcak olsa da yine muhteşemdi. Bol bol yürüdüm, dalından dut ve erik yedim. Yaz sebze ve meyvelerini seviyorum. Çıktığından beri haftada bir kez bezelye pişiriyorum. Haziran demek, yeşil bezelyeler ve rengarenk güller demek en çok...


Teras güllerim coştu. 15 saniyelik videolarını ig hikayelerimde paylaşıyorum. Zaman ayırıp uzun soluklu videolar yapsam, bir dolu foto çekip blogumda kalıcı kılsam ne iyi olacak. Bu yıl mevsimler jet hızında uçup gidiyor. Kış günlerinde açıp açıp bakmak sevinç olur insana... Bir sevinç de terasımın müdavimi kumrucuklar. Ben onlara yem ve su veriyorum, onlar da bana arkadaşlıklarını... gugukcuklarını... komik kıpırdanışlarını... ve ürkek bakışlarını... :)

Son haftalarda tatlıya ağırlık verince ara vereyim istedim. Bu hafta tuzlu kurabiye yaptım. Mahleplisini ilk kez denedim. Kıyır kıyır, leziz bir kurabiye oldu. Bayıldım.


Hamurun dinlenmesi için beklemesinin dışında yapımı kısa süren kolay bir tarif. Bir süre daha pastanelerden yiyecek almayı düşünmediğim için böylesi pastane işi tarifleri yine ve yine yapmayı planlıyorum.


İlk fırsatta hamur açmak için de uygun bir tahta almalıyım. Gelibolu'da hiç rastgelmedim. Bir yerlere gidersek oralarda bulabilirim dilerim.


Bu tür kurabiyeler ağzı kapalı kaldıkları takdirde uzun süre dayanabiliyorlar. Günlerdir her gün üç-beş tane yesek de hala bitiremedik. Küçük bir hamurla çok da bereketli oldu.

Evde kurabiye kokusunu seviyorum.




Not: Bu posttaki tığişi saksı askım Frontier Dreams ve Annemaries Haakblog bloglarında paylaşıldı.




Pieni Lintu - MakroTex challenge