7 Ağustos 2011 Pazar

Ihlamurlar Altında Sitesi Sahili -2011

Coğrafi metinlerde ve haritalarda bu sahilin bir adı var mı bilmiyorum, adı, sahile en yakın konumdaki tatil sitesinin adı.ile anılıyor yaygın olarak. Ancak bu site denize sıfır olmadığı ve ileri bir tarihte denize daha yakın başka isimli tatil siteleri yapılabileceği için sahilin adı daha sonraları başka bir adla da anılabilir. Dileğim bunun pek olmaması yönünde... Çünkü nasıl Ege ve Akdeniz kıyıları turizmin çirkin beton yüzüne yenik düştü ise bu sahiller de aynı tehlike ile karşı karşıya... Şimdilik ufak tefek başlayan bu tahribat belli ki ileride daha bir yayılma gösterecek. Oysa siteyi yok sayınca nasıl bakir, nasıl güzel bir manzara....

Tam da bu noktadan devam edeyim ben.... Ocaklı (Karaburgaz) Köyü'nü geçtikten sonra Ihlamurlar Tatil Sitesi levhasını takip ederek geliniyor bu koya... Tatil sitesinin öncesinde alabildiğine ayçiçek tarlaları var. Tabii şu anda böyle... Çünkü çiftçilerin ekim tercihine göre bu görüntü değişiyor her yıl... Tatil sitesini geçince meyve bahçeleri ile dolu büyük bir bahçe karşılıyor sizi... Yanında da geniş bir bostan... (Belli ki müteahhitler bu bahçe ve bostanın sahibini ikna edip siteyi denize daha yakın kuramamışlar. Ve yine belli ki bu arazilerin sahibi bu değerli topraklarını elinden çıkarmak istememiş. Teşekkürler o halde!) Bostandan sonra sahile yakın küçükçe bir buğday tarlası var. Samanlar biçilmiş çoktan, bir kaç saman balyası ve kesik gövdeler kalmış yalnızca... Burası bana  Monet'nin saman yığını tablolarını anımsatıyor her defasında. :)


Koy tam da bu tarlanın önünden başlıyor ve sol ilerideki buruna dek uzanıyor. Ortalarda bir yerde meyve ağaçlarının bulunduğu bahçenin sınırını tayin ederek gelip denize karışan küçük bir dere var...
Şırılllll... şırıllll... şırııllll... şırılll... öyle tatlı ki sesi. .

Sahilin en büyük özelliği (hemen hemen diğer Saros sahillerinde olduğu gibi) kumluk değil, taşlık olması. İrili ufaklı renk renk taşlar.... Yine önemli bir özelliği de deniz kabuklarının hemen hemen hiç olmaması. (Bunun sebebi akıntı sirkülasyonu ile Saros'un kendi kendini temizleyebiliyor olması. Malum midye başta olmak üzere pek çok kabuklu canlı kirli sularda yaşıyor daha çok) Taşlar çok sivri olmamakla birlikte sahil yürüyüşlerinde ortama uygun ayakkabılar giyilirse,  ciddi boyutta bir kesikle vb. karşılaşmak pek mümkün değil.

Ama deniz içindeki durum böyle değil... Dibin taşlık olmasının yanı sıra her taraf deniz kestanesi dolu.

Bu örneği denizden çıkardım. Bi tanecik dikeni batsa nasıl yakar ama! :(

Sahilden atlayıp yüzülemeyeceğine göre yürünülecek kısa mesafe için dahi en güvenli yol paletle yüzmek. Ben öyle yapıyorum. :)

Bu handikapların dışında mükemmel bir yer... yani yalnızca dalgaların ve martıların sesini duymak ve denizle iç içe olmak istiyorsanız... sükunet ve huzur arıyorsanız... hatta balık da tutmak istiyorsanız.... mükemmel gerçekten... :)


Herkese mutlu bir hafta dileğimle... sevgiler. :)

8 yorum:

  1. Akşam akşam nerelere götürdün bizi... Teşekkürler. Bu arada sizin de ayak işaret parmağınız baş parmaktan büyük, bu yunanistan da ve mitolojide tanrılar soyundan gelen demekmiş bilginize :)

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Kiraz çekirdeği sevindim bu mite... :) bende bi tanrıçalık seziyordum zaten. :)) ama benimki bayağı bi uzun ya, rahatsızım aslında... kapalı ayakkabılar acıtıyor çoğunlukla... :(

    YanıtlaSil
  3. yeğenimin evi var o sitede bayağı güzeldir sahili gelince balığa gideceğim oraya inşallah tutarım.sevgiler

    YanıtlaSil
  4. iyi tatiller çok güzel görüntüler doğa bir harika...

    YanıtlaSil
  5. oh sefan olsun ne güzel yaaa...tam doğayla kucak kucağa sarmaş dolaş..:))
    bayıldım ayol..:))

    YanıtlaSil
  6. Blogunuzu çok beğendim. Cıvılcıvılsınız, içim açıldı. Sevgiler.

    YanıtlaSil