28 Ocak 2016 Perşembe

crochet hot water cover

Aylar önce su torbama kılıf örmüştüm. Zamansızlıktan yine bir kaç ayı bulmuştu üzerini süslemem... Vakit yine dardı, hiç olmazsa tuhafiyeden aldığım aplikelerden biriyle alelacele üzerini süslemeliydim..

Kenar örgüsü eğri monte edilmiş şu görüntü çıkmıştı ortaya..

Normalde yaptğım bişey içime sinmezse  hiç acımaz, anında bozar/sökerim... ama üzerindeki kızın şirinliği "şimdilik böyle kalsın, fırsat bulursan değiştirirsin" dedirtmişti bana... :)

İşte o gün bugünmüş...
Hemen bir kaç çiçek, bir kaç yaprak, bir kaç da dal ördüm, sıcak su torbamın üzerine tek tek dikerek monte ettim... Dikmek örmekten daha çok zamanımı aldı sanki... ya da bana öyle geldi... :)

Sıcak su torbam şimdi çok daha sevimli... :)

Ama bu kez de boğaz kısmına taktığım kurdela içime sinmedi... Daha canlısını bulduğumda ilk işim onu da değiştirmek... ya da örgüden kurdelavari bişeyler örerim belki... Şimdilik böyle kalsın. :)

Bu ara gelip geçerken balonlara şut atma egzersizleri var bizim evde... bazen ellerimize alıp paslaşıyoruz da... yokken bir joyful haller peydah oluyor... iyi oluyor.


26 Ocak 2016 Salı

some lovely motifs

Geçtiğimiz Pazar saat 15.00 itibariyle 11 günlük sömestr tatilime girmiş bulunmaktayım... Ve canım evden dışarı çıkmak istemiyor hiç... Sabahları 6.00 da, en geç 7.00 de zıpkın gibi fişek gibi kalkan ben, gece geç saatlere kadar kocacıkla film keyfi yapıp sabah da geç kalkmaya çabalıyorum. Bünye alışkın ya... 5-6 saati doldurunca kurulu saat gibi uyanıyor, ama geç yattığım için kalktığım saat de geç olunca sanki çok uyumuş da tatilin tadını çıkarıyormuş hissiyle mutlu oluyorum o gün... :)

Dün doğum günümdü... hayattan bir yaş daha aldım...  bu iyi bişey mi, artık bu konuda şüphelerim var... İnsan kişisi her ne kadar "yaş almak" kavramına sığınsa da ciddi ciddi yaşlanıyoruz işte... Çok değil, üç-beş yıl önceki kadın bile değilim aynada, kaldı ki 10-20 yıl önceki olsun... Bir gün bir postumda yazmıştım... "Sinsi sinsi geliyor bu yaşlanmak denen şey", diye... Aynen öyle... yorgun ve hatları aşağıya doğru inmiş bir ifade sinsi sinsi çörekleniyor yüzüne. Bazı günler nasıl oluyorsa tenin  pırıl pırıl, gergin...yüzün ışıl ışıl... gencecik görünüyorsun.... bazı günlerse, hah, tam işte o ifade... 40 lı yaşların kadınısın... sensin o.
Alışmak gerek... kabullenerek...

Ve yıllar böyle şekilendirirken seni, etrafında daha az gürültü-patırtı ama daha çok renk, daha çok cıvıltı istiyorsun. Yani ben... belki de oldum olası ışıkları, renkleri, cıvıltıyı sevdiğim için yıllarla birlikte bu sevgimde daha da artış oluyor.


Renklerle, ışıklarla birarada olmayı seviyorum vesselam!

Ve bulduğum her fırsatta örgü yapmayı da... Bu motifler de öyle daracık zamanlarda çıktı ki... içimdeki ses "hadi otur yap, bak çok mutlu olacaksın" demese oturup da yapacak vaktim hiç yoktu. Biraz uykudan, biraz okullardan eve taşınan işlerden, biraz evden-kendimden fedakarlık ederek gıdım gıdım ördüm neredeyse... Ve onlarla başbaşayken dünyayı unutuyor, gerçekten mutlu oluyordum.

Tescilledim, onayladım. Örgü benim terapim... :)






Ve yine renkli evimden rengarenk iki kare...
İçindeyken benim hep içim ısınıyor, bakanların da ısınsın....


Kalın sağlıcakla!...





9 Ocak 2016 Cumartesi

colorful crochet - colorful home

Yo, aslında hayatım hiç de renkli değil. Sıradan... rutine bağlanmış... çoğunlukla dört duvar arasında, geçip gitmekte... Günler kısaldı, havalar pek soğuk... haftada bir kez kısa süreli de olsa kendimi kırlarda bulabilirsem ne ala!... Ev, lise, dil kursu arasında mekik dokuduğum zamanlar hariç, fırsat bulduysam çarşı-pazar-market ancak uğrak yerim... (Aaaa şimdi daha da iyi yüzleştim...) Bir kaç akşam misafirliği (kabul etme/ gitme), pazar kahvaltısı ve  dışarıda akşam yemeği süreçlerini de saymazsam böyle renksiz, ekşınsız bir hayatım var benim...

E tabii mevsimden... iş hayatımın yoğunluğundan... Gelibolu'nun kasabadan hallice oluşundan... günlerin kısalığından....

Ama içimde renklere karşı çooook büyük bir yakınlık var... (belki de inadına)...
Evimde, el işlerimde renkleri görmek çok hoşuma gidiyor. Onlarla yakınlık kurmak ruhuma iyi geliyor. Belki de bu sıkıcı günlerin en kuvvetli panzehiri renkler, renkler, renkler...

İşte benim gibi renklere sığınmak isteyenlere çok renkli kareler...

Laf aramızda; bu ara her şeyi rengarenk boyayasım, evi renk cümbüşünde boğasım var! :)