8 Kasım 2015 Pazar

crochet teapot cozy

Son postumun üzerinden 8 gün geçmişse, bugün yazmazsam bir o kadar daha geçme olasılığı çok yüksek...

Çalıştığım dil okuluna yeni öğrenciler kaydolunca, yeni sınıflar açılıyor,... Yeni sınıflar demek; öğretmenlere ekstra dersler ve ekstra sorumluluklar demek... En önemlisi de ders programının yeniden yeniden düzenlenmesi demek...

Cuma hariç her gün doluyum... Cumartesilerim -şimdilik- rahatladı, yarım güne indi. Ancak Pazarlarım 15.00 e dek doldu bu kez. Hafta içim, iki okulun programı birbiriyle çakışmasın diye sıkışık tepişik bişey oldu... Ondan çıkıp ona koşturuyorum. Bir akşam da yetişkinlere gece kursum var. Allahtan büyük insanlara ders anlatmayı seviyorum. Tek amaçları öğrenmek olduğu için canla başla dinliyorlar, dolayısıyla ben de şevkle anlatıyorum ve derslerin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Bir de çok küçüklere ders anlatmayı çok seviyorum. Misal, cumartesi günleri 2 saat, okuma-yazma bilmeyen anasınıfı ve birinci sınıf öğrencilerine dersim var. O gün tatil olsa da onlarla birlikte olunca yaptığım işten müthiş keyif alıyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve  haftasonu çalışıyor olmaktan hiç mi hiç rahatsızlık duymuyorum.

Buradan diğer sınfılardan hoşnut olmadığım gibi bir anlam çıkmasın... Yaptığım işi seviyorum... keyif alıyorum... bu keyfi tabi ki derece derece hissediyorum. :)

İşten geri kalan zamanlarda ise evimde vakit geçirmek ve kırlara koşmak en büyük keyfim...

Aşağıdaki iki fotoğraf geç keşfettiğimiz harika iki köyden...
Hemen hemen her ay, en geç iki ayda bir gittiğimiz Keşan'a bu kez Korudağ'ın eteklerinden, denizi takip ederek gidelim dedik... Bozuk zannettiğimiz yol ve yol üzerindeki köyler, deniz, orman, kısacası manzara meğer ne güzelmiş!

Bir gün bu güzellikleri detaylandırdığım bir post ile konuya yeniden değinmek dileğim... Gelibolu-Keşan arasında yolculuk yapanlara da Adilhan  ve Gökçetepe Köyleri arasındaki bu deniz/orman yolunu şiddetle tavsiye ederim.


Örgü ile birlikteliğimiz hala devam ediyor. Akşamları geç vakit, fırsat buldukça gömülüyorum köşeme... tığa ipi dolayıp batırıp batırıp çıkarırken hem bedenen dinleniyorum, hem de ruhen...

Ortaya çıkan şeye bakıp bakıp seyretmek ise ayrı bir keyif...
Yeni projeler tamamlanıp görücüye çıkmayı bekleye dursun, bu postu iki yıl önce yaptığım çaydanlık kılıfı ile bitireyim...



İyi bakın kendinize...
Hayatı ıskalamayın!