27 Mayıs 2012 Pazar

yine papatyalar

Son postların tekrarı gibi olacak belki... ama kırlara koşup papatya toplamak ilk günkü kadar sevinç ve heyecan verici hala benim için...

Bugün yine kırlardaydık... bu kez buğday tarlalarının kıyısına köşesine kök salmış papatyalar ve onların sıkı dostları gelinciklerle birlikteydik. Son günlerdeki bol yağışlar yaramış... daha bir uzamış ve tek bir kök üzerinde daha bir çoğalmışlardı.Geriye an'ın tadını çıkarmak kaldı.

İşte o keyifli anlardan bir kaç kare...







Yeni haftamız güzel geçsin!



23 Mayıs 2012 Çarşamba

kayısılı, kirazlı smoothie

Bu ara sabah kahvaltılarımda çeşit çeşit smoothie ler tüketiyorum... Sebzelisini de yapıyorum ama en çok  meyvelisini... Sebze ve meyveyi bir arada kullandığım zamanlar da olmuyor değil. O an dolapta ne bulunursa... ne ile neyi yakıştırırsam... ve hatta canım nasıl çekerse.  
Smoothie damak tadıma çok uyan bir tat olduğu için ne ile yapılırsa yapılsın severek içiyorum.

Arşivimde dün yaptığım kayısılı ve kirazlı  smoothie nin fotoğrafını buldum... tarifim de onun üzerine olsun o halde...

Kayısılı, Kirazlı Smoothie

Malzemeler:
1 çay bardağı yıkanıp çekirdeği çıkarılmış kiraz
8-10 adet yıkanıp çekirdeği çıkarılmış kayısı
1 çay bardağı süzme yoğurt
1/2 çay bardağı süt
2 çay kaşığı bal

Yapılışı: 
Tüm malzemeyi blendırdan geçirin. Bardağa alın, bekletmeden için.
Afiyet olsun!

21 Mayıs 2012 Pazartesi

once upon a time

Bugün anne oluşumun, biricik kızımın da dünyaya gelişinin 23. yıldönümü...
Eski fotoğraflarımıza baktım az önce... Klasik bir söylem olacak ama... gerçekten nasıl da çabuk geçmiş yıllar.
O minik bebecik koskocaman bir genç kız şimdi.
Babacık ve ben de yerimizde saymıyoruz artık.
Hasılı yıllar jet hızıyla geçiyor(muş)... bunu yaşadıkça anlıyor insan... ve tabii hayattan yaş aldıkça... hadi itiraf edeyim yaşlandıkça da... :)

İşte o zamanlardan bir kaç kare...









İyi ki doğdun, iyi ki bizim yavrucuğumuz oldun canım kızım. Seni çooooooooooooooook seviyoruz!

20 Mayıs 2012 Pazar

Bolayır Altı sahili ve yeni kloş eteğim

Etek diktim yine... İki yıl önce Salı pazarından almış olduğum siyah üzerine beyaz minik puantiyeli kumaşımdan...

Bolayır Altı'ndaydık bugün. Fener taraflarında...
Son Pazar tatillerimde olduğu gibi papatya topladım yine.

Bol bol denizi seyrettim.



Buğday tarlaları başak dolmuş. Başaklar diz boyu...

Etrafta yalnızca kuş sesleri ve suyun hafif şıpırtısı vardı.
İçimizi de beynimizi de doğayla doldurup bir haftalık depoladık yine.
Dönüşte solmasın diye çiçeklerim sulama kabıma çeşmeden su doldurdum.
Ne iyi geldi hepsi.



Herkese şimdiden çok güzel bir hafta diliyorum.


17 Mayıs 2012 Perşembe

tam buğday unlu çilekli kek

Pazartesi akşamı manavdan aldığım dağ çileklerinden sonra ertesi gün Salı pazarında da dağ çilekleri bulup yeniden alınca,  yiyerek tüketeceğimizden çok fazla çilek oldu evde. Bir kısmını iki sabahtır kahvaltıda smoothie yapıp tüketmekteyim... bir kısmını da az önce kek yaptım... Çürüyüp atılmak gibi olası bir akibetten kurtulmuş oldu böylece fazlalıklar.

Keke gelince... İçindeki malzemeler ile tamamen sağlıklı bir kek oldu. Ancak şeker yerine pekmez kullanınca çileğin damakta bıraktığı mayhoş tat pek kırılamadı diyebilirim... Malum yıllardır toz şekerle ya da pudra şekeri ile yapılan keklerin damakta bırakmış olduğu tatlımsı  bir tat var... beraberinde eklenen şekerli vanilin ise daha da katlıyor bu tadı.... Pekmez ise bu tatlılığı elde etmede yeterince başarılı olamıyor. Ama bile isteye, sağlıklı olsun düşüncesiyle yapınca insan bu mayhoş tattan da keyif almasını biliyor. Mayhoş tatları sevenler içinse isabetli bir seçim olacaktır eminim.
İşte tarifim;

Tam Buğday Unlu Çilekli Kek

Malzemeler:
3 yumurta
1 çay bardağı üzüm pekmezi
1 çay bardağı yoğurt
150 gr. tereyağ (oda ısısında yumuşamış)
2 su bardağı un
1 çay kaşığı karbonat
250 gr. çilek

Yapılışı: Kek kalıbınızı yağlayın. Bir kapta yumurtaları iyice çırpın. Sırasıyla pekmezi, yağı, yoğurdu, karbonatı ve unu katarak çırpmaya devam edin. Ayıklanıp yıkanmış çilekleri minicik küpler halinde doğrayıp hazırladığınız karışıma ekleyin. Karışımı kek kalıbınıza döküp 170 derecelik fırında 40-45 dk kadar pişirin. Kürdan yardımı ile pişme ayarını kontrol etmeyi unutmayın.
Soğuyunca servise hazırdır. Afiyet olsun!

Kilitbahir Kalesi ve mayıs güllerim

Dün Çanakkale'deydim. Hava son günlerde olduğu gibi bir açıp bir kapasa da, özellikle Kilitbahir kalesine ait çok net görüntüler yakaladık.

Fotoğrafları bloguma eklerken her ne kadar hem ebat bakımından, hem de boyut bakımından ölçülendirip kalitelerini de epeyce bir bozuyor olsam da bir kaç kare de blog arşivimde olsun istedim.




Bunlar da evimi süsleyen mayıs güllerim. 
Malum mayıs ayına en çok yakışan çiçeklerden biri de güller... Buldukça missss misssss koklamalı...


Güzel bir Perşembe dileğimle... sevgiler!


14 Mayıs 2012 Pazartesi

iyi seyirler!

Gaza gelip mutfağa girer de, az önce manavda bulduğum minik mi minik, leziz mi leziz dağ çileklerimle yapar mıyım bi şeyler... Biri tüm malzemeleri derleyip toplayıp yıkayıp paklayıp tezgaha dizse hani...
gerisi kolay da ...

13 Mayıs 2012 Pazar

mayısta Güneyli sahili

Kim der kısa bir süre sonra buralar tıklım tıklım insan dolacak diye... Evet, yaz gelince ne bu güzelim papatyalardan ne de gelinciklerden eser kalacak... bu kıyılar sanki hiç çiçeklenmemiş, sanki bu denli nefis bir görüntüye sahip olmamış gibi bi dolu insanın hücumuna uğrayacak... Şezlonglar, şemsiyeler ve bi dolu beden...curcuna... gürültü... vesaire... Oysa şimdi, tam da mayısın ortasında ne kadar da sakin, ne kadar da hoş her şey... Tüm sahil kaderini doğa ananın ellerine bırakmış vaziyette. Doğa ana ise onu programlayan yüce gücün bahşettiği her güzelliği önümüze sermek için tüm maharetini esirgemeden bizlere sunmakta. Geriye hissetmek ve nasiplenmek kalıyor.
Bugün hava bir açık, bir kapalı ve hatta zaman zaman yağmurlu olsa da bu güzel sahilde mevsimin en güzel anları, en güzel çiçekleri ile başbaşa idik yine.
Göz kiramızı doyasıya aldıktan sonra, bir hafta boyunca evimi süsleyecek papatyalarımı da topladım.
Her zaman olduğu gibi  sapları avucumu dolduracak kadar... yalnızca 1 demet...
Arılar başta olmak üzere bilumum canlıya besin olacak kalanlar.
Doğadaki hiç bir şey sebepsiz değil. Detayı fark edince, ayakaltında bir görünüp sonra yok olan, aslında çoğu zaman "aman çiçek, ot vesaire işte" dediğimiz şeyler nasıl da saygın bir ruha bürünüyor, öyle değil mi?
Onlar, doğal yaşamdaki besin zincirinin önemli  halkalarından biri aslında... Ve dahi insan oğulları ve kızlarının tıbbi gereksinimlerinde alternatif ilaçları... Bu önemsiz ve hatta sebepsiz biçimde ortaya çıkan şeyler doğanın dengesinde ve sistematiğinde nasıl da önemli ve değerliler.
Bu kez birazını kurutup gerek oldukça şifa niyetine kullanmak da niyetim. Yine de aç gözlülük yapmanın anlamı yok. Bu sepettekiler isteğimi karşılamaya yeter de artar bile.
Hava güzel olsa idi bir de papatyalardan taç yapmak istiyordum. Oda bir sonraki papatya buluşmamızın aktivitesi olsun. 

Herkese bu kır çiçekleri kadar güzel mi güzel bir hafta diliyorum.